Rüzgar Erkoçlar Yeniden

Rüzgar Erkoçlar cinsiyet değiştirdikten sonra daha çok göz önüne çıktı. Hayatı, yaşadıkları, hissettikleri hep merak edildi. İlk röportajı yapan Ayşe Arman, yeni bir röportaj daha yaptı. İşte o konuşmalardan alıntılar:

Kolay olmayacağını tahmin ediyordum. Ama bu kadar zor olacağını bilmiyordum! Tamam anladık, çok örneği yok. Tanınan bir oyuncu, kadınken, üstelik güzel bir kadınken, erkek oluyor. Fakat kimseye zarar vermiyor, bir suç işlemiyor, ayakkabı kutusunda para bulunmuyor, yolsuzluk yok, hırsızlık yok, ahlaksızlık yok… Nedir yani? Benim kararımdı, benim hayatımdı ama başıma gelmeyen kalmadı!

İnsanlar, kendilerini gündeme getirmek için beni kullandılar. Olan biten bu. O andan itibaren de hayatımın her alanına tecavüz edildi. Hiç kimseye ne ah ettim ne beddua. Ama beni gerçekten çok acıtmış iki insan var. Biri ameliyatımı yapan doktor, raporlarımı basına sızdırdı… “Öyle bir bomba patlatacağım ki, inanamayacaksınız!” türünden yayınlar yapan bir magazinci. Sosyal medyada yayın yapıyor. O da ününe ün katmak ya da takipçi sayısını arttırmak için beni harcadı. Her şey aslında bu iki insan yüzünden oldu. Yoksa kimsenin Rüzgar Erkoçlar diye bir adamın varlığından bile haberi olmayacaktı. Zaten Nil’ken de ben, o kadar ünlü bir oyuncu değildim, kim niye uğraşsın benimle.

ruzgar-erkoclar-sonhali

 

Cinsiyet değiştirince neler hissetti?

Ben cinsiyet değiştirmedim. Zaten erkektim. Şimdi doğru bedendeyim. Şimdi aynadaki görüntüme bakınca “Oh be!” diyorum, “Budur işte, ben hep buydum!” Oyunculuk yaparken, işimi yapar evime dönerdim. Bir mekân çıkışında bir magazin muhabirinin beni kamerayla, fotoğraf makinesiyle çekmişliği yok. “Ünlü münlü” diyorlar ama ben çok ünlü de değildim. Bir de şimdi gör! Toplu taşımaya binemiyorum, sokakta yürüyemiyorum, herkes kadınken erkek olan Rüzgar’ı tanıdı, onlar için heyecan verici bir hikâye. Cep telefonunu suratıma dayıyorlar, ‘şak’ fotoğrafımı çekiyorlar. İzin almak filan yok. Hayvanat bahçesindeki fıstık atılan maymunlara döndüm. Anlamadıkları bir şey var… Ben tek değilim, benim gibi başka insanlar da var bu dünyada. Ve bizi de bizi yargılayanları da aynı tanrı yarattı! Ben, kadın bedenine hapsolmuş bir erkektim. Şimdi de aynı insanım ama şimdi doğru bedendeyim. Memelerimden kurtuldum, kadın sesimden kurtuldum, artık tıraş oluyorum.

Artık iş bulamıyor.

Benim esas derdim şu: Beni bu halimle görseniz, “Aaa bu Nil!” der misiniz? Hayır. Ahlaklı davransaydı, dedikoducu bir kadın gibi, ona buna anlatmasaydı, ben Rüzgar olarak hayatıma huzurlu bir şekilde devam edecektim. Bu kadar afişe olmayacaktım, affedemediğim nokta bu. Artık bir hayatım yok, işe gidemiyorum, çalışamıyorum, sokağa çıkamıyorum… Oysa benim de, kendime yeni bir hayat kurabilmek için herkes gibi çalışmam gerekiyordu. Peki nerede çalışayım? Sokakta bile yürüyemiyorum ki. Fırında iş bulmuşum, oraya bile gidemiyorum. Bitmez tükenmez bir taciz. Benim kızdığım nokta şu: Nil’ken oyunculuk yapıyordum. Şimdi ben sıradan bir insanım. Düşün yakamdan. Ben hayatımı yaşamak istiyorum ve hayatım satılık değil.

İş teklifleri geliyor mu?

Ailemde sağlık sorunları yaşayanlar var. Sonuçta orta halli emekli bir babanın çocuğuyum. Ama şimdi kendime bile yardım edemeyecek durumdayım. Bir iki iş teklifi var, biri bir televizyon programında prodüksiyon işi, diğeri yine bir pastacılık işi. Eğitim de vermek istiyorlar. Bakalım… Çok yakın bir arkadaşımla yaşıyorum. Haftada birkaç gün ailemin yanına gidiyorum. Bilmeyen kalmadı galiba, bir de bir fırında çalışıyordum.

Fırında işi nasıl buldu?

İşsizken bir gün önünden geçerken, baktım fırının camında “Eleman aranıyor” yazıyor. Beni cezbeden de, üretim kısmı için birini arıyor olmalarıydı. Çünkü üretmeyi, yeni şeyler yaratmayı seviyorum. Patron, “O iş ağır!” dedi. “Yaparım” dedim, “Un çuvalı da taşırım, n’olacak!” Patron da dünya iyisi bir insan. Benim oyuncu olduğumu filan da bilmiyordu. Hikâyemi de bilmiyordu. Başladım çalışmaya. Gazeteciler yeniden hayatıma dalıncaya kadar da gayet mutluydum… Aile gibiydik. Her şeye yetişiyordum. Pişiriyordum da kasaya da bakıyordum, temizlik de yapıyordum. Dükkânın sorumlusu gibi bir şeydim. Patronum bana çok destek oldu, hep yanımda oldu. Onun hakkını da ödeyemem. Ama artık oraya da gidemiyorum, adamcağızı da taciz ediyorlar. Onun ağzından bir cümle almak istiyorlar, fotoğrafını çekmek istiyorlar.

ruzgarerkoclaryenihali

 

Sakalları çıkınca mutlu oldu mu?

Çoook. Hayatımın en mutlu günlerinden biriydi aynaya bakıp sakalımın çıktığını gördüğüm gün! Buraya gelmeden önce de tıraş oldum zaten…

Sevgilisi ne yaptı?

O kadar güçlü bir kadın ki, bana evrenden yollanmış bir armağan! Kalbinin temizliği, bunca zaman yanımda olması, bana hep destek olması… Bu kadar zorluğa rağmen hiç ayrılmadık, aksine daha da yakınlaştık. İşini kaybetme pahasına elimi tutabiliyorsa ben o kadına saygı duyarım… Duyuyorum da. Sevgilim olduğunu hiçbir zaman gizlemedi, gizlemiyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir