Çin Tuzu Tehlikesi!

Genelde hazır çorbalarının üzerinde “Hiçbir koruyucu madde içermez” yazıyor. Bizler de katkısız diye güvenip kolay pişirildiği için alıyoruz. Gerçekten de çok lezzetli oluyor. Maalesef içeriğinde MSG denilen madde var. Peki nedir bu madde?

“Hiçbir katkı maddesi yoktur” ile “Hiçbir koruyucu madde içermez” ibareleri birbirinden farklı ve dikkat edilmesi gereken ayrıntılardır.

MSG denen madde piyasalarda, daha masum bir ifade tarzı olsun diye Çin Tuzu adıyla satılıyor. Piyasada bazı dönerciler de bunu kullanıyorlar. O kadar lezzetli oluyor ki, bir döner yiyecegine 2-3 döner yiyesiniz geliyor.

MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var. Açılımı Mono Sodyum Glutomat’ır. Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor. Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda üreticilerinin bir çoğu MSG’yi karlı olduğu için kullanıyorlar.
Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları, SAR (Epilepsi)
Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı) Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite, büyüme hormonu baskılanması, pankreas hasarı, insülinde artış ve buna bağlı diyabet, böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar oluşturabiliyor. Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği cipslerde çok kullanılmakta.
Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.
Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaret devleri insaf, merhamet gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek, çok daha büyümektir. Bu mamuller, albenisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur.Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız.Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır adeta. Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz. Mesela Cips. Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz. Oysa ki 50 gram Cips 1 liradır. Yani 1 kg . Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında bile değiliz.Olumsuz etkileri de cabası. bu mamulleri üretenler !…. Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik ve doğaldır. Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi, burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı? Ben henüz rastlamadım.

Gelelim genel sağlık boyutuna;
Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına
bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli
doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12’sine çıkması ve benzerleri. Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar.

Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür. Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır.

AYŞE ATAR
UNIVERSAL HOSPITAL BODRUM
Hemşirelik Hizmetleri Direktörü
Kalite Yönetim Temsilcisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir